Page 4 - My FlipBook
P. 4

Bu olay ömrümün hiçbir zamanında bu ülkeye ve bu topluma her ne pahasına olursa olsun
             var olan ümidimi yitirmemeyi öğretti arttı bile...
             Yaşanan ilk  sarsıntını üzerinden tam sekiz saat geçmişti. Eve girmek istiyordum.
             Biraz durup düşündükten sonra cesaretimi toparlayıp içeri girdim, ben içeriye girdikten sonra
             ortalama yarım saat içerisinde ailem de benim ardımdan içeri girdiler.
             Yaşanan olayın ardından hissettiğim yorgunluk, açlık korkarak da olsa uyuma gafletine neden
             oldu.
             Ama  artık  eskisi  gibi  değildi.  Her  an  her  şeye  hazır  vaziyette  divanın  yanına  uzandım.
             Amacım orada kendime bir yaşam alanı oluşturmaktı. Yanı başımda acil durum çantam vb.
             gereken artık ne varsa...
             Yorgunluğumun  neden  olduğu    zaruri  hâl  nedeniyle  uyuyakaldım.  Ta  ki    bir  çift  kanat
             penceremin camına vurana kadar...
             Ansızın  uykudan  uyanıp  telaşlı  şekilde  başımı  sesin  geldiği  tarafa  doğrudan  pencereye
             çevirdiğim zaman  her gün  bir avuç ekmek  serptiğim kuşları gördüm;
             Annemin benim kuşlarım dediği kuşlar...
             Öyle  bir  mücadeleyle  kendilerini    pencerenin    camına  vuruyorlar  ki,    sanırsın  etten  ve
             kemikten  değil  sanki    taştan  ve  çelikten  yaratılmışçasına  o  ufak  bedenini  tokmak  yapmış,
             pencereyi dövüyor.

             Çıkın çıkın evden der gibisinden çırpınıyor... Ailecek şaşkınlık içerisinde bu olayı hem izledik,
             hem  de  tüm  benliğimizle  şahit  olduk.  Bu  duruma  o  an  anlam  veremedik  ve  sadece  dışarı
             çıkmamız  gerektiğini    düşündük.  Aceleyle  kendimizi  evin  dışına  attık  ve  saniyeler  sonra
             ardından  gelen  ikinci  büyük  zelzele  ve  o  ana  dair  hatırladığım  bahçemizdeki  zeytin
             ağaçlarının evimizle birlikte salladığı...
             Bu  anlattığım  olayın  üzerinden  tam  üç  hafta  geçti.  O  süre  zarfında  bazen  arabada,  bazen
             sokakta,  bazen  camide  hayatımıza  devam  ederek  vakit  geçirdik.  Tabii  ki  buna  yaşamak
             demek ne kadar doğru olursa,  bunun kararını siz değerli okurlarıma bırakıyorum.
             Bu yaşanan olaydan sonra eve girdiğim ilk günden beri zamanımı, evimin tutya arasına giren
             kuşları  gözleyerek  geçirdim.  Ne  zaman  ki  onlar  orada  huzur  içinde  kaldılar,  işte  ben  o
             zamandan sonra rahatça yatağıma uzanabilme cesaretini gösterdim.
             Yaptığım araştırmalar bana gelişmiş ülkelerin zelzele titreşimini sadece 11 saniye önceden
             haber alabilmek için bir servet değerinde para aktarıp önlem almak için  çalıştıklarını gösterdi.
             Tüm  bu  devletlerin  yapmış  olduğu  çalışmaları  benim  sadece  her  gün  bir  avuç  içi  kadar
             verdiğim ekmek kırıntılarıyla bana sunan kanatlı dostlarıma teşekkür ediyorum.
             ve Yüce Allah'ın  bu  ufacık  dostuma yüklediği bu sanat karşısında hayret edip; bir kez daha
             şükrediyor, azameti ve sanatı karşısında secde ediyorum.
             Vesselam...





















       NİSAN 2023                                                                            DERGİ BAYKUŞ       3
   1   2   3   4   5   6   7   8   9